Çok İçten Söylenmiş Güzel Sözler

Ömer Faruk Gökgöz’ün kendi kaleminden yazılmış güzel ve anlamlı sözler paylaşıyoruz. 
Dürüst yapılan iş, binevi hizmettir,
Doğru kişilik, veli nimettir,
Görür yalanı gerçeği, Allah bir,
Gönülden geçeni Allah bilir.

Tetikler yine soluk düşünceler,
Dışarıda ayaz ve hasret rüzgarları
Buz tuttu geceler,
Birbirini kovalayan hayaller…
Yine sensiz geçen bir gün,
Sensiz geçen o bir gün;
Güneşin doğmamasından daha beter.
Sordu kalemim ben söyledim…
Ve yine seni düşledim,
Sonra mürekkepte boğuldu sözlerim.
Yanımda olmaman zaten bir acı,
Sen başımın tacı,
Şimdi ise, içimde bir sızı,
Kolay değil anlatılması,
Ne merhemi var, ne de ilacı…

Ve kaybettin..
Kaybettiğin duygulara sırt çevirdin,
Var ettiğin doğrulara, yanlış cevap verdin.
Seni sevenin verdiği değeri bilemedin,
Sevmenin ve sevilmenin arasındaki farkı, fark edemedin..

Önemsiz insanlar için çabalıyorum,
Gözlerinde bir hiçim, bunu biliyorum.
Aslında;
Hiç olan kendileridir bilmezler,
Bilmedikleriyle, bilmişlik içindeler..

Günler gelir geçer,
Hepsinin şarkısı ayrı ayrı…
Ama aynı keder,
Ve farklı nağmeler,
Nağmaler, bizden bahseder..
Günler gelir geçerde,
Ben geçemem senden,
Mutlu olmamamız için,
Varmıydı bir neden?

Deniz durgun,
Deniz sakin..
Ağır basıyor duygum,
Seni seviyorum!
Sessizliğin getirisi yok,
Ben, sensizlikten korkuyorum…

Bulut olan saçların,
Yaşarttı gözlerimi.
Dilimin söyleyemediğini,
Kalbim sözledi.
Cennet kokulu tenin,
Ruhuma dokunan sesin,
Kalbimin tek hedefi,
Sensin…

Ve kalp hissetti denizi..
Ama iskele çok uzakta.
Karşılayamaz beklentiyi,
Çünkü, batmak üzere gemi,
Tuttu nefesini,
Kapadı gözlerini,
Bekledi..
Yok başka çaresiYok kimi kimsesi.

Al defterini eline,Ve gülümse,
Yeni bir sayfan olmaya geldim.
Tut elimden,
Koy kalbinin üzerine,
Kalbinin, sahibi olmaya geldim.

Yazmak kolay,
Zor olan şiirle anlatmak.
Şöyleki;
Bir bardak çayda,
Gözlerine rastlamak.
İsmini kelimelere,
Kokunu satırlara sığdırmak

Sevmek, ağaç gibi gözümde,
Hafif rüzgar yaprağını dalından koparır.
Bir sev ki yüreğimde,
Rüzgar değil fırtına bile azkalır.

Sıkıntı;
Sana dokunmasın,
Canını yakmasın,
Kalbini kırmasın diye,
-içimde ağırlayıp,
Her gece gözlerimle uğurluyorum.

Mahkumluk;
Sadece dört duvar arasında yıllarca tıkılı kalmak değil,
Yapılan yanlış ile, yaşanan yalnızlıktır.

Hem masum,
Hep içtendi içimden geçen düşüncelerim.
Ben ise,
İçime kapanıklığı seçtim.
Vazgeçtim dilimden dökülen kelimelerden.
Korktum…
Korktum yanlış bir şey söylemekten,
Ve sonra,
Hayır görmedim suskunluktan.
Suskunluğum, Uzak bıraktı mutluluktan.

Kader,
Korkusuz insanlara daha çok değer.
Bense patika yolda,
Benden kalanları topluyorum..
İnanki sevgilim.
Yine korkuyorum!

Yüreğimde çarpıntı,
Beynimde sarsıntı.
Yaşamım mı sıkıntı?
Yaşadığım içinmi bunca takıntı?
Neden üşüyorum?
Ve düşen neden hep benim?
Soruları kime soruyorum?
Ey sorunumu duyan!
Soğuk olan bedenm mi ?
Sanki bedenim ruhsuz gibi…

Yine uçmayı göze aldım,
Tekrar tekrar düştüğüm halde.
Gözlerim, cinayeti anlattı kalbime.
Kaybettim gözlerini,
Oysaki bilirdim, avucumun içi gibi…

Ben mi anlatamadım anlatmak istediklerimi?
Sen mi anlamadın ?
Sağır mıydın yoksa ?
Benim için bir sen varsın.
Alışamadım yokluğuna,
Biri bana, seni anlatsın…

0/Yorum Yapabilirsiniz/Yorumlar

1. İçerik konusuyla alakalı olmasına özen gösterin.
2. Aktif link bırakmayın. (Hemen silinir!)
3. Yazım ve dil bilgisi kurallarına uymaya çalışın lütfen.

Daha yeni Daha eski