Dini Paylaşımlar Resimli,Resimli Dini Paylaşımlar
Allah için çalışınız. lillah, livechillah, lieclillah rızası dairesinde hareket ediniz. o vakit sizin ömrünüzün dakikaları, seneler hükmüne geçer.
Nihayetsiz hacat-ı insaniyeyi ihsan edecek, ancak nihayetsiz bir kudret ve muhit bir ilim sahibi olabilir. öyle ise, mabudiyete layık yalnız odur.
Felsefe, herşeyi çirkin, korkunç gösteren siyah bir gözlüktür. iman ise, herşeyi güzel, ünsiyetli gösteren şeffaf, berrak, nurani bir gözlüktür.
Dua edileceği vakit, istiğfar ile manevi temizlenmeli; sonra, makbul bir dua olan salavat-ı şerifeyi şefaatçi gibi zikretmeli ve ahirde yine salavat getirmeli. çünkü, iki makbul duanın ortasında bir dua makbul olur.
Zekatı vermeyenin herhalde elinden zekat kadar bir mal çıkacak; ya lüzumsuz yerlere verecektir, ya bir musibet gelip alacaktır.
Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselam ferman etmiş: 'ben ve benden evvel gelen peygamberlerin en ziyade faziletli ve kıymetli sözleri, 'la ilahe illAllah' kelamıdır.'
Tembellikle namazı terk eden veyahut kıymetini bilmeyen, ne kadar cahil, ne derece hasir, ne kadar zararlı olduğunu bilahare anlar, ama iş işten geçer.
Madem iman gibi hadsiz derecede kıymetdar bir nimet bizde vardır; ihtiyarlık da hoştur, hastalık da hoştur, vefat da hoştur.
Helal dairesi geniştir, keyfe kafi gelir. harama girmeye hiç lüzum yoktur.
Ziya ile mevcudat görünür; hayat ile mevcudatın varlığı bilinir. Herbirisi birer keşşaftır.
Madem nefsim emmaredir. nefsini ıslah etmeyen başkasını ıslah edemez. öyle ise nefsimden başlarım.
Ey ahiretini düşünen hasta! hastalık, sabun gibi, günahların kirlerini yıkar, temizler. hastalıklar keffaretü'z-zünub olduğu hadis-i sahihle sabittir.
Lezzetleri tahrip edip acılaştıran ölümü çok zikrediniz" (hadisi şerif: tirmizi, zühd: 4, kıyamet: 26; nesai, cenaiz: 3; ibni mace, zühd: 31; el-hakim, el-müstedrek, 4:321.)
Her hakiki hasenat gibi, cesaretin dahi menbaı imandır, ubudiyettir.
Ölümün hakikatini gören kamil insanlar, ölümü sevmişler. daha ölüm gelmeden ölmek istemişler.
Gururu bırak, aczini anla. malikini tanı, vazifeni bil, dünyaya niçin geldiğini öğren.
Gül ve çiçeklerin yüzlerini güzelleştiren zat, nasıl o güzel yüzlere arılardan, bülbüllerden istihsan aşıkları icad etmesin? ve güzellerin güzel yüzlerinde güzelliği yaratan, elbette o güzelliğe müştakları da yaratır.
Evet, hakkı tanıyan, hakkın hatırını hiçbir hatıra feda etmez. zira, hakkın hatırı alidir; hiçbir hatıra feda edilmemek gerektir.
İnsanlar, ticaretlerini yapıp, vazifelerini bitirip ve hizmetlerini itmam ettikten sonra, yine onları gönderen halık-ı zülcelallerine dönecekler ve mevla-yı kerimlerine kavuşacaklar.
Ey insan, aklını başına al! hiç mümkün müdür ki, bütün enva-ı mahlukatı sana müteveccihen muavenet ellerini uzattıran ve senin hacetlerine "lebbeyk!" dedirten zat-ı zülcelal seni bilmesin, tanımasın, görmesin?
Bu menzilden ayrıldığın gibi, bu şehirden de çıkacaksın. ve keza, bu fani dünyadan da çıkacaksın. öyleyse, aziz olarak çıkmaya çalış. vücudunu mucidine feda et. mukabilinde büyük bir fiyat alacaksın.
Yorum Gönder
1. İçerik konusuyla alakalı olmasına özen gösterin.
2. Aktif link bırakmayın. (Hemen silinir!)
3. Yazım ve dil bilgisi kurallarına uymaya çalışın lütfen.